amitie

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

education


    İSLAMDA KOCA HAKKI

    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 263
    Kayıt tarihi : 18/01/09

    İSLAMDA KOCA HAKKI Empty İSLAMDA KOCA HAKKI

    Mesaj  Admin Perş. Mayıs 22, 2014 5:28 pm

    Koca hakkı

    Sual: Erkeğin hanımı üstündeki hakkı nedir?
    CEVAP
    Erkeğin de hanımı üzerinde hakkı çoktur. Kadın kocası ile iyi geçinmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir.) [Taberani]

    Bir kadın, kocasını güzel karşılar, güzel sözler söyleyerek hoşnutluğunu kazanmaya çalışırdı. Peygamber efendimiz aleyhisselam, kadının bu hareketinden dolayı kocasına buyurdu ki:
    (Hanımına selam söyle, yarı şehid sevabına kavuştuğunu haber ver!) [Şir’a]

    Kadınların Cennete girmeleri erkeklere göre daha kolaydır. Bir hadis-i şerif meali:
    (Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına muti olursa, Cennete girer.) [İbni Hibban]

    Erkeğini razı eden kadın için korku yoktur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
    (Kocası razı olduğu halde ölen kadın Cennete girer.) [Tirmizi]

    (Kocasına muhabbet gösteren, çocuk doğuran, öfkelendiği an veya kocası kendine kızdığı zaman, kocasını razı edinceye kadar uyumayan kadın Cennetliktir.) [Taberani]

    Kadına ziynet eşyası mubahtır. Ziynet almak için kocasını müşkül duruma düşürmemeli, yabancılara ziynetlerini göstermemelidir! Böyle olunca ziynetleri Cennete girmelerine mani olmaz. Bir hadis-i şerif meali:
    (Cennette kadınların az olduğunu gördüm. Sebebini sordum. "Onları altın ve ziynet eşyası meşgul etti" dediler.) [İ. Ahmed]

    Kocasına, elinden geldiği kadar güler yüzlü davranıp, sevgi göstermeli, dili ile de onu incitmemelidir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
    (Kıyamette Allahü teâlâ, kocasına dili ile eziyet eden kadının dilini 70 arşın uzun yapıp, boynuna dolar. Kocasına kötü gözle bakan kadını da başı kesik ve bedeni parçalanmış hale çevirir.) [Şir’a]

    (Senden ne gördüm) diyerek küfran-ı nimette bulunmamalıdır! İki hadis-i şerif meali şöyledir:
    (Eğer kocalarına karşı küfran-ı nimette bulunmasalar, namaz kılanlar hemen Cennete girerdi.) [Şir’a]

    (Cehennem halkının ekseriyetini kadınların teşkil ettiğini gördüm. Sebebi de, çok lanet ederler ve kocalarına karşı küfran-ı nimette bulunurlar.) [Buhari]

    Kocasına bir iyilik yapmışsa, başına kakmamalıdır. Yeme ve giyme gibi hususlarda kocasını üzmemeli, yapamayacağı şeyi ondan istememelidir! Kocasının şerefini korumalı, her işte onun rızasını kazanıp gönlünü hoş etmeye çalışmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
    (Kocanın hanımı üzerindeki hakkı, benim sizin üzerinizdeki hakkım gibidir. O halde kocasının hakkını gözetmeyen, Allahü teâlânın hakkını gözetmemiş olur.) [Şir’a]

    Kadın, kocasını üzmemelidir.
    Bir gün Hazret-i Fatıma, ağlayarak babasının huzuruna geldi. Resulullah efendimiz buyurdu ki:
    - Ya Fatıma, niçin ağlıyorsun?
    - Kasıtsız söylediğim bir sözden Ali bana kızdı. Özür diledim. Fakat onu üzdüğüm için ağlıyorum.
    - Kızım, bilmez misin, Allahü teâlânın rızası kocanın rızasına bağlıdır. Ne mutlu o kadına ki daima kocasının rızasını arar, kocası ondan razı olur. Kadınlar için en üstün ibadet, kocasına itaattir. Erkek, hanımından razı olunca, o kadın istediği kapıdan Cennete girmeye hak kazanır. Kocasını üzen kadın, onu razı edinceye kadar, Allahü teâlânın lanetinde olur.) [R. Nasıhin]

    Koca hakkına riayet, kadına cihad etmiş gibi sevap kazandırır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Koca hakkına riayet, Allah yolunda cihad etmek gibidir.) [Taberani]

    (Kadın, kocasından izinsiz olarak nafile oruç tutamaz. Eğer tutarsa, aç ve susuz kalmış olur, sevap kazanamaz. Kocasından izinsiz evinden dışarı çıkamaz. Çıkarsa, gökteki melekler, geri evine dönünceye kadar ona lanet eder.) [Taberani]

    (Bir erkek, ihtiyacı için hanımını çağırsa, kadın tandır başında olsa da, hemen ihtiyacına cevap versin!) [Tirmizi]

    (Kocası çağırdığı halde yatağa gelmeyen kadına melekler sabaha kadar lanet eder.) [Buhari]

    (İzinsiz evden çıkan kadına, kocası razı oluncaya kadar, güneşin ve ayın doğduğu her şey lanet eder.) [Deylemi]

    (Kadın, kocasından izinsiz [ana, baba, kardeşleri dahil] hiç kimseyi evine alamaz, nafile namaz kılamaz.) [Taberani]

    (Kadınlarınızı süslü giyinmekten men ediniz! Beni İsrail kadınları süslü giyinip camiye gururlanarak yürüdükleri için lanetlenmişlerdir.) [İbni Mace]

    (Kocası razı oluncaya kadar, kadının namazları ve hiçbir iyiliği kabul olmaz.) [Taberani]

    (Kadının namazları kabul olmaz) demek, namaz borcundan kurtulur, fakat namaz kılmakla meydana gelecek büyük sevaba kavuşamaz demektir. Namazı boşa gider demek değildir.

    Bir kadından kocası razı olmazsa, kadın, günahının cezasını çektikten sonra, Cennete girer. Cennete sadece kâfirler girmez. Müslümanın günahı çok olsa da, sonunda mutlaka Cennete girer.

    Karı koca iyi geçinip, birbirlerinin rızalarını almaya çalışmalıdır.

    Sual: Beyimden habersiz, mevlit için, vaaz dinlemek için, namaz kılmak için camiye, komşuların evlerine gitmem doğru mudur?
    CEVAP
    Zaruri gereken din ilimlerini beyi öğretmeyen kadın, münasip bir kadın hocadan bunları öğrenebilmek için izinsiz gidebilir. Beyiniz izin verse bile, komşularda uygunsuz şeyler konuşulan toplantılara gitmenizi tavsiye etmeyiz. Kadınların camilere de gitmeleri uygun değildir. Birkaç kadının toplanıp uygun bir ilmihal kitabı okumaları çok iyi olur.

    Sual: Dışarı çıkarken her defasında eşimden izin almak durumunda mıyım?
    CEVAP
    Bir defa izin alınır. Yani ben istediğim zaman dışarı çıkabilir miyim dersiniz. Tamam derse her zaman çıkabilirsiniz. Çıkamazsın derse işe de gidemezsiniz. Evde ona ait malları da dilenciye veya misafirlere izinsiz veremezsiniz. Yani misafirinize bir bardak çay veremezsiniz. Ama (İstediğin şeyi istediğin yere harcayabilirsin ve istediğin zaman istediğin yere gidersin) gibi izin alırsanız, istediğinizi istediğiniz gibi harcarsınız ve istediğiniz yere gidersiniz. İzinsiz yapmamak gerekir.

    Sual: Kadın, gittiği yerde, gıybet ediyor, yalan söylüyorsa işlediği günahlar kocasına da yazılır mı?
    CEVAP
    Bilmezse yazılmaz. Günah işleyeceğini bilerek gönderirse yazılır.

    Sual: Mukim bir bayan başka şehirdeki kocasının veya mahrem bir akrabasının yanına mahremsiz gidebilir mi?
    CEVAP
    Mukim iken gidemez. Seferde ise gidebilir. Mesela kocası ile İstanbul’da oturuyor. Kocası ile Ankara’ya gitmiştir. Sonra kocası İstanbul’a gelmiştir. Kadın bir hafta sonra yanında mahremi olmadan da İstanbul’a kocasının yanına gelebilir.

    Kadının cihadı
    Sual: Kadının cihadı nasıl olur?
    CEVAP
    Riyad-un Nasıhinde buyuruluyor ki:
    Resulullah efendimiz, ev işlerini Hazret-i Fatıma’ya, dış işlerini Hazret-i Ali’ye vermiş, bu hususta şöyle buyurmuştur:
    (Hanımının evde oturması için, işlerini gören, ihtiyaçlarını karşılayan, onu yabancı erkeklerin görmesinden koruyan, ümmet-i Muhammedin düşmana esir düşenlerini satın almış, azat etmiş gibi sevaba kavuşur.)

    (Ya Fatıma, ne mutlu o kadına ki, kocası ondan razı olur. Allahü teâlânın farz kıldığını yapmaktan ve kocasına itaatten sonra kadınlar için, yün eğirmekten, iplik bükmekten üstün iş yoktur. Bir saat yün eğirmek, iplik bükmek veya dokumak, kadınlar için bir yıl ibadet etmekten daha sevaptır. Dokudukları her iplik için amel defterlerine bir şehid sevabı yazılır.)

    (Beş vakit namazını kılan, malının zekatını veren, Ramazan-ı şerif orucunu tutan, kocasının günah olmayan işlerinde ona itaat eden ve tesettüre uyan kadın, Cennete istediği kapıdan girer.) (Karı-koca Hakları bahsi)

    Peygamber efendimiz, kendi kızına ve diğer kadınlara şehid sevabı kazanmak için ev işleri ile meşgul olmalarını emretmektedir. Başka bir hadis-i şerifte de, (Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir) buyuruldu. (Şir’a)

    Geçimsiz kocanın hakkı
    Sual: Huysuz bir kocaya da dinin emrettiği şekilde mi davranmalıdır?
    CEVAP
    Zalime de, mazluma da dinin emrettiği şekilde hareket edilir. İyilik eden, hanımını üzmeyen kocanın nesine sabredilir? Kadın huysuz olursa, kocası sabreder, kocası huysuz olursa hanımı sabreder. Bu imtihanda sabreden çok sevap alır. Kötülük eden, kendine eder.

    Mazlumların, sabredenlerin yardımcısı Allah’tır. Allahü teâlâ, kimsenin hakkını kimsede koymaz. Sabredenlere sayısız mükafat verir.

    Karı-koca birbirinin kötü huylarına sabretmelidir! Hadis-i şerifte, (Hanımının kötü huylarına katlanan erkek, belalara sabreden Eyyüb aleyhisselam gibi mükafatlara kavuşur. Kocasının kötü huyuna sabreden kadın da, Hazret-i Asiye gibi sevaba kavuşur) buyuruldu. (İ.Gazali)

    Kur'an-ı kerimde de, Allahü teâlânın sabredenlerle beraber olacağı ve sabredenlerin mükafatlarının hesapsız verileceği bildirilmiştir. (Enfal 46, Zümer 10)

    İyi insan, yalnız başkalarına kötülük etmeyen kimse demek değildir. Başkalarından gelen kötülüklere de güzel sabreden kimsedir.

    Sual: Kocanın dine aykırı emirlerine uyulur mu?
    CEVAP
    Hiçbir koca, hanımına dine aykırı emir veremez. (İçki içeceksin, namaz kılmayacaksın, açık gezeceksin) diyemez. Derse, yapılmaz. Peygamber efendimiz, (Halıka isyan olan işte, kula itaat edilmez) buyuruyor. (Hakim)

    Ana-baba da dese, âmir de dese, yapılmaz. Fakat yine de güzellikle yapmamaya çalışmalıdır.

    Erkeğin hakkı çoktur
    Sual: Kadınların haklarından bahsettiniz. Erkeklerin hakkı yok mu?
    CEVAP
    Erkeğin hanımı üzerinde hakkı daha çoktur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Kocasının yatağından kaçan kadına, melekler sabaha kadar lanet eder.) [Buhari]

    (Kadının üzerinde en büyük hak sahibi kocasıdır, erkeğin de anasıdır.) [Hâkim]

    (Kadın, kocasının hakkını ödemedikçe, Allahü teâlânın hakkını ödemiş olmaz.) [Taberani]

    Günümüzün çalışma şartları ağır, para kazanma çok zordur. İş ahlakı, güzel ahlak, yok gibidir. Erkek çoğu zaman bu şartlar karşısında bunalır, çok sıkıntı çeker. Evine, pestil olmuş şekilde gelir. Yorgundur, sinir sistemi bozuktur. Bunu düzeltmek, sıkıntılarını unutturmak, onu neşelendirmek, ona destek olmak, yardımcı olmak kadına düşer. Bu halde eve gelen koca, haklı olarak hanımından en azından tatlı dil, güler yüz ve ilgi bekler. Bunu da göremezse dengesi iyice bozulur. Sözleri ve hareketleri normal olmaz. Hanıma düşen vazife, bu sayılanları yapamıyorsa hiç olmazsa susup, onu daha fazla üzmemelidir. (Evinde huzuru olmayan, zindandadır) buyuruluyor.

    Bu kadar sıkıntıda olandan her türlü dengesizlik beklenir. Kadın, bardağı taşıran son damla olmamalı. Aksine, hemen devreye girmeli, onu hoş görmeli, idare etmeli, teselli etmeli. Onun evde olduğu zamanlar ev işiyle meşgul olmayıp, onu neşelendirmeli. O olmadığı zamanlar işini gücünü yapmalı. Kadınlara tavsiyemiz hep şu oluyor: Dışarısı ateş, ahlak namus yok gibidir, kocanıza sahip çıkın, güzel ahlakla, tatlı dille, güzel yemeklerle, evinizin temizliği intizamıyla veya hoşlandığı neyse, o usulle kocanızı evinize bağlayın. O, eve adımını atmak için can atsın. (Yuvayı dişi kuş yapar) derler.

    (Şeytanlar kâfirlerle değil, Müslümanlarla uğraşıyor) buyuruluyor. Nefsimiz keza, kuduruyor. Neye kuduruyor, tesettüre, namaza niyaza, doğru itikada kudurup duruyor. Şeytan adamlarını sabah salarmış, gece rapor alırmış. Biri, namazını bozdurdum dermiş, biri orucunu bozdurdum dermiş. Diğeri haram yedirdim dermiş, hepsine tamam dermiş. Bir başkası da, karı ile kocanın arasını bozdum dermiş. Şeytan çok sevinir, aferin der, onu alnından öpermiş, en büyük işi başardın, bu olunca hepsi zamanla bozulur dermiş. Onun için hep tetikte olmalı, şeytana nefse bu fırsatı vermemelidir.

    İslamiyet, sadece kadına veya erkeğe gelmedi. Sadece anneye, babaya, evlada da gelmedi, herkese geldi. Herkes uymak zorundadır. Kim uyarsa dünyada ve ahirette rahat eder, faydasını görür. Nasıl ki, arabanın bir lastiği patlayınca araba gitmiyorsa, nasıl ki saatin dişlilerinden biri kırılırsa saat çalışmıyorsa, aileden birinin de yanlışı, eksiği, bütün ailenin huzurunu, düzenini bozabilir.

    Buna göre herkes dikkat etmeli, haddini ve vazifesini bilmeli, kusurları için özür dileyip, yeni bir sayfa açıp, yeni bir başlangıçla hayata neşeyle devam etmeli. Dinimizde üzmek yasak olduğu gibi, üzülmek de yasaktır. Müslümanı hep hoş görmeli, kusurunu örtmeli, görmezden gelmeli. Bilmediğim bir mazereti vardır diyerek onu affetmeli. Affeden affedilir, seven sevilir.

    Eşinden izin almak
    Sual: Erkeğin bir yere giderken hanımından izin alması gerekmiyor da, kadının niye kocasından izin alması gerekiyor?
    CEVAP
    Dinimiz, en ağır sorumluluğu erkeğe yüklemiştir. Erkeğin görevi, çalışıp evin geçimini sağlamak, hanımını günahlardan ve her türlü tehlikeden korumaktır. Kadın çalışmaya mecbur olmadığı gibi, ev işlerini de yapmaya mecbur değildir. Kocasının işlediği günahlardan da sorumlu olmaz. Fakat erkek, kadının işlediği günahlardan da sorumludur. Onun için, kocası onun günah işlenen yere gitmesine rıza gösteremez; gösterirse kendisi de günaha girer. Bunun için kadın, bir yere giderken kocasından izin almaya mecburdur.

    Terbiyesizlik
    Sual: Bir hanım, beyinin yanında terbiyesizce oturabilir mi?
    CEVAP
    Uygun olmaz. Resulullah efendimiz, kızının yanında bile ayaklarını uzatıp oturmazdı.

    Nâfile için izin istemek
    Sual: Nâfile namaz kılmak, nâfile oruç tutmak için kadının kocasından izin alması gerekir mi?
    CEVAP
    Namaz, oruç gibi nâfile ibadetler için izin almak gerekir. İki hadis-i şerif meali:
    (Kadın, kocasından izinsiz [nâfile] oruç tutamaz.) [Buharî, Müslim]

    (Kadın, kocasından izinsiz eve kimseyi alamaz, [nâfile] namaz kılamaz.) [Taberanî]

    Hazret-i Safvânın hanımı, (Yâ Resulallah, namaz kılınca kocam beni dövüyor) diye şikâyette bulundu. Hazret-i Safvan ise, (O da, bir rekâtta uzun iki sûre okuyor. Hâlbuki ben bunu yasakladım) dedi. Resulullah efendimiz, o kadına, (Tek sûre okumak yeterlidir) buyurdu. (Ebu Davud)

    Görüldüğü gibi farz namazı bile uzatması uygun olmuyor. Bu hadis-i şerifler gösteriyor ki, evde huzurun sağlanması için, kadın kocasından habersiz iş yapmamalı. Kadının kocasıyla iyi geçinmesi, nâfile ibadetlerinden daha üstündür, daha çok sevabdır. Cihat sevabı, farz sevabı alır.

    Çevreye sıkıntı vermek
    Sual: Komşumuzun hanımı çok cadalozdur. Kocası da, çevresi de şirretliğinden dolayı bizar olmuşlardır. Namaz falan kıldığı da yoktur. Kocası (Günah değilse boşarım) diyor. Böyle bir kadını boşamak günah olur mu?
    CEVAP
    Düzelmesi ve iyilikle tutması mümkün değilse, komşularına ve kocasına sıkıntı veren veya namaz kılmayan, diğer farzları yapmayan kadını boşamanın günah olmadığı din kitaplarında yazılıdır.

    Haramı helâl yapmak
    Sual: Bazı ablalar, (Bir kız evlendikten sonra kocası isterse, kaşını alabilir, yüzük, bilezik gibi ziynetlerini sokakta takabilir) diyor. Bir kocanın haramı helâl yapma yetkisi var mıdır?
    CEVAP
    Hâşâ, hiç kimse, haramı helâl yapamaz. Ana baba, koca ve âmir gayrimeşru emir verse, bu emre uyulmaz, çünkü Peygamber efendimiz, (Hâlık’a isyan olan işte, kula itaat edilmez) buyuruyor. Mesela onlar, (İçki iç, namaz kılma, tesettürsüz gez!) deseler de, haram olan şeyler yapılmaz. Kadınların kaş aldırması, yüzük ve bilezik takarak, bunlar görünecek şekilde dışarı çıkmaları haram olduğu için, hiç kimse bunlara helâl diyemez ve bunları helâl yapamaz.


      Forum Saati Paz Kas. 24, 2024 8:13 am