ORDU KUMANDANINA VECÎZ BİR NASÎHAT
Tâbiîn’in büyüklerinden Ebû Hâzım Seleme bin Dînar (radıyallâhü anh) bir defasında Rum diyarına İslâm ordusuyla beraber Allâh yolunda cihâda çıkmıştı. Ordu, düşmanla karşılaşmadan evvel istirâhat için bir yerde konaklamıştı.
Ordu kumandanı, Ebû Hâzım’a (r.a.) bir asker göndererek, sohbet etmek ve fıkhî bazı meseleleri danışmak için yanına çağırttı. Ebû Hâzım da (r.a.)bir kâğıda:
“Ey kumandan, ben birçok ilim ehline yetiştim. Onlar dîni, dünya ehlinin ayağına götürmezlerdi. Eğer bize ihtiyacın varsa buyur gel. Allâh’ın selâmı sana ve yanındakilere olsun.” yazarak kumandana gönderdi.�Kumandan kendisine gönderilen kâğıdı okuduktan sonra hemen kalkıp Ebû Hâzım’ın (r.a.) yanına gitti. Selamlaştıktan sonra kumandan: “Ey Ebû Hâzım, muhakkak bize yazdığınız hususa vâkıf olduk, yanımızda makâmınız ve şerefiniz bir kat daha ziyâdeleşti. Bize biraz vaaz ve nasîhatte bulunun.” dedi.
Ebû Hâzım (r.a.) şöyle nasîhatte bulundu:
“Âhirette seninle olmasını en çok istediğin şeyi düşün ve dünyada en çok onu elde etmeye çalış!
Âhirette seninle olmasını hiç istemediğin şeyi düşün ve dünyada en çok ondan uzaklaş.
Ey kumandan, bilmiş ol ki, şâyet senin yanında bâtıla (dine uymayan şeylere) rağbet olunur ve bâtıl revaçta olursa, münâfıklar ve bozuk zihniyetli kimseler yanında olur ve etrafını sararlar. Eğer senin yanında hakka rağbet olunur ve doğruluk revaçta olursa, etrafını hayırlı kimseler çevirir ve sana hak husûsunda yardımcı olurlar.
Hangisini istersen onu seç.
Tâbiîn’in büyüklerinden Ebû Hâzım Seleme bin Dînar (radıyallâhü anh) bir defasında Rum diyarına İslâm ordusuyla beraber Allâh yolunda cihâda çıkmıştı. Ordu, düşmanla karşılaşmadan evvel istirâhat için bir yerde konaklamıştı.
Ordu kumandanı, Ebû Hâzım’a (r.a.) bir asker göndererek, sohbet etmek ve fıkhî bazı meseleleri danışmak için yanına çağırttı. Ebû Hâzım da (r.a.)bir kâğıda:
“Ey kumandan, ben birçok ilim ehline yetiştim. Onlar dîni, dünya ehlinin ayağına götürmezlerdi. Eğer bize ihtiyacın varsa buyur gel. Allâh’ın selâmı sana ve yanındakilere olsun.” yazarak kumandana gönderdi.�Kumandan kendisine gönderilen kâğıdı okuduktan sonra hemen kalkıp Ebû Hâzım’ın (r.a.) yanına gitti. Selamlaştıktan sonra kumandan: “Ey Ebû Hâzım, muhakkak bize yazdığınız hususa vâkıf olduk, yanımızda makâmınız ve şerefiniz bir kat daha ziyâdeleşti. Bize biraz vaaz ve nasîhatte bulunun.” dedi.
Ebû Hâzım (r.a.) şöyle nasîhatte bulundu:
“Âhirette seninle olmasını en çok istediğin şeyi düşün ve dünyada en çok onu elde etmeye çalış!
Âhirette seninle olmasını hiç istemediğin şeyi düşün ve dünyada en çok ondan uzaklaş.
Ey kumandan, bilmiş ol ki, şâyet senin yanında bâtıla (dine uymayan şeylere) rağbet olunur ve bâtıl revaçta olursa, münâfıklar ve bozuk zihniyetli kimseler yanında olur ve etrafını sararlar. Eğer senin yanında hakka rağbet olunur ve doğruluk revaçta olursa, etrafını hayırlı kimseler çevirir ve sana hak husûsunda yardımcı olurlar.
Hangisini istersen onu seç.